Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog
Posted 08 Nis 2013
on:Tavsiye Ettiğimiz Pedagoji Siteleri,Psikoloji Siteleri,Psikologlar,Pedagoglar,Psikiyatristler,Yasam Koclari,Aile Evlilik Terapistleri,Cinsel Terapistler,Psikolojik Danismanlik Merkezleri
1.Acibadem Psikolog Pedagog Psikoloji Psikolojik Danismanlik Merkezi Psikolog Pedagog Psikiyatrist Yasam kocu Aile Evlilik Danismani ve Aile Evlilik Terapisti Randevu için http://www.acibadempsikolog.com
2. Acibadem Psikolog Pedagog Psikoloji Psikolojik Danismanlik Merkezi Psikolog Pedagog Psikiyatrist Yasam kocu Aile Evlilik Danismani ve Aile Evlilik Terapisti Randevu için http://www.acibadempsikoloji.com
3. Acibadem Psikolog Pedagog Psikoloji Psikolojik Danismanlik Merkezi Psikolog Pedagog Psikiyatrist Yasam kocu Aile Evlilik Danismani ve Aile Evlilik Terapisti Randevu için http://www.acibadempsikolojikdanismanlik.com
4.Kadikoy Acibadem Psikolog Pedagog Psikoloji Psikolojik Danismanlik Merkezi Psikolog Pedagog Psikiyatrist Yasam kocu Aile Evlilik Danismani ve Aile Evlilik Terapisti Randevu icin http://www.kadikoypsikoloji.com
5.Bakirkoy Kadikoy Acibadem Psikolog Pedagog Psikoloji Psikolojik Danismanlik Merkezi Psikolog Pedagog Psikiyatrist Yasam kocu Aile Evlilik Danismani ve Aile Evlilik Terapisti Randevu icin http://www.bakirkoypsikoloji.com
6. Atasehir Kadikoy Acibadem Psikolog Pedagog Psikoloji Psikolojik Danismanlik Merkezi Psikolog Pedagog Psikiyatrist Yasam kocu Aile Evlilik Danismani ve Aile Evlilik Terapisti Randevu icin http://www.atasehir-psikolog-pedagog-psikiyatrist-yasamkocu.com
Sorularınız, Sorularınız ve istanbuldaki psikologlar pedagoglar psikiyatristler için iletişim ve Randevu Telefonlarimiz:0505-767-58-85 & 0533-373-81-23 & 0216-347-60-03 & 0532-158-35-55 & 0544-724-36-50
aile psikolog,depresyon tedavisi,psikolog,ucak fobisi, sınav kaygısı, sınav korkusu,okul fobisi,onlinepsikolog,acibadem pedagog,pedagoglar, cocuk pedagog,pedagog dr,pedagok,cocuk pedagoğu,uzman pedagog, acibadem pedegog,acibadem pedegoglar,istanbul pedegok, bakirkoy pedegog,Tekrar merhabalar yeni Sorularınız ve istanbuldaki psikologlar,0505-767-58-85,istanbulda pedagoglar,avrupa yakasindaki psikologlar,anadolu yakasindaki pedagoglar,kadikoy acibademdeki psikologlar, üsküdar acibademdeki pedagoglar,acibademdeki psikiyatristler,acibademdeki yaşam koçları,istanbul acibademdeki aile terapistleri,acibademdeki evlilik terapistleri,bakirkoy psikolog,bakirkoy pedagog,bakirkoy psikiyatrist,bakirkoy yasam koclari istanbulda pedagoglar,avrupa yakasindaki psikologlar,anadolu yakasindaki pedagoglar,kadikoy acibademdeki psikologlar, üsküdar acibademdeki pedagoglar,acibademdeki psikiyatristler,acibademdeki yaşam koçları,istanbul acibademdeki aile terapistleri,acibademdeki evlilik terapistleri,bakirkoy psikolog,bakirkoy pedagog,bakirkoy psikiyatrist,bakirkoy yasam koclarina bu siteden ulaşabilirsiniz. 0533-373-81-23 ve 0216-347-60-03
istanbul psikolog pedagog kadikoy psikoloji 0544-724-36-50 üsküdar
Psikolog Pedagog Psikiyatrist Yaşam Koçu Aile Evlilik Terapisti 0544-724-36-50 Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy, Kadıköy psikolog, Psikolog Kadiköy…
View original post 302 kelime daha
Tekrar merhabalar yeni Sorularınız ve istanbuldaki psikologlar için iletişim Telefonumuz:,0505-767-58-85 & 0533-373-81-23 aile psikolog,depresyon tedavisi,psikolog,ucak fobisi, sınav kaygısı, sınav korkusu,okul fobisi,onlinepsikolog,acibadem pedagog,pedagoglar, cocuk pedagog,pedagog dr,pedagok,cocuk pedagoğu,uzman pedagog, acibadem pedegog,acibadem pedegoglar,istanbul pedegok, bakirkoy pedegog,Tekrar merhabalar yeni Sorularınız ve istanbuldaki psikologlar,0505-767-58-85,istanbulda pedagoglar,avrupa yakasindaki psikologlar,anadolu yakasindaki pedagoglar,kadikoy acibademdeki psikologlar, üsküdar acibademdeki pedagoglar,acibademdeki psikiyatristler,acibademdeki yaşam koçları,istanbul acibademdeki aile terapistleri,acibademdeki evlilik terapistleri,bakirkoy psikolog,bakirkoy pedagog,bakirkoy psikiyatrist,bakirkoy yasam koclari istanbulda pedagoglar,avrupa yakasindaki psikologlar,anadolu yakasindaki pedagoglar,kadikoy acibademdeki psikologlar, üsküdar acibademdeki pedagoglar,acibademdeki psikiyatristler,acibademdeki yaşam koçları,istanbul acibademdeki aile terapistleri,acibademdeki evlilik terapistleri,bakirkoy psikolog,bakirkoy pedagog,bakirkoy psikiyatrist,bakirkoy yasam koclarina bu siteden ulaşabilirsiniz. 0533-373-81-23 ve 0216-347-60-03 http://www.acibadempsikoloji.com
Posted 08 Nis 2013
on:[object HTMLTextAreaElement]Tekrar merhabalar yeni Sorularınız ve istanbuldaki psikologlar için
iletişim Telefonumuz:,0505-767-58-85 & 0533-373-81-23
aile psikolog,depresyon tedavisi,psikolog,ucak fobisi, sınav kaygısı, sınav korkusu,okul fobisi,onlinepsikolog,acibadem pedagog,pedagoglar, cocuk pedagog,pedagog dr,pedagok,cocuk pedagoğu,uzman pedagog, acibadem pedegog,acibadem pedegoglar,istanbul pedegok, bakirkoy pedegog,Tekrar merhabalar yeni Sorularınız ve istanbuldaki psikologlar,0505-767-58-85,istanbulda pedagoglar,avrupa yakasindaki psikologlar,anadolu yakasindaki pedagoglar,kadikoy acibademdeki psikologlar, üsküdar acibademdeki pedagoglar,acibademdeki psikiyatristler,acibademdeki yaşam koçları,istanbul acibademdeki aile terapistleri,acibademdeki evlilik terapistleri,bakirkoy psikolog,bakirkoy pedagog,bakirkoy psikiyatrist,bakirkoy yasam koclari istanbulda pedagoglar,avrupa yakasindaki psikologlar,anadolu yakasindaki pedagoglar,kadikoy acibademdeki psikologlar, üsküdar acibademdeki pedagoglar,acibademdeki psikiyatristler,acibademdeki yaşam koçları,istanbul acibademdeki aile terapistleri,acibademdeki evlilik terapistleri,bakirkoy psikolog,bakirkoy pedagog,bakirkoy psikiyatrist,bakirkoy yasam koclarina bu siteden ulaşabilirsiniz. 0533-373-81-23 ve 0216-347-60-03 http://www.acibadempsikoloji.com
BİREYSEL YAŞAM KOÇLUĞU NE SAĞLAR: Yaşam Koçu İstanbul Randevu Telefonu 0544-724 365 0
Posted 08 Nis 2013
on:istanbuldaki psikologlar,0505-767-58-85,istanbulda pedagoglar,avrupa yakasindaki psikologlar,anadolu yakasindaki pedagoglar,kadikoy acibademdeki psikologlar, üsküdar acibademdeki pedagoglar,acibademdeki psikiyatristler,acibademdeki yaşam koçları,istanbul acibademdeki aile terapistleri,acibademdeki evlilik terapistleri,bakirkoy psikolog,bakirkoy pedagog,bakirkoy psikiyatrist,bakirkoy yasam koclarina bu siteden ulaşabilirsiniz. 0533-373-81-23 ve 0216-347-60-03 http://www.acibadempsikolog.com
http://www.youtube.com/watch?v=1SWJjVgCKv4
İstanbul Pedagog Tavsiye Psikolog Tavsiye Yaşam Koçu Tavsiye Avrupa Yakası Anadolu Yakası,Teşekkür ve Randevu 0544-7243650:
Posted 03 Kas 2012
on:İstanbul Pedagog Tavsiye Psikolog Tavsiye Yaşam Koçu Tavsiye Avrupa Yakası Anadolu Yakası,Teşekkür ve Randevu 0544-7243650:
Etiketler: çocuk,çocuk psikologları,çocuk pedagogları, bebek psikolojisi, psikolog doktorlar, en iyiler, pedagog, pedagogu, pedegog, pedegoglar,pedegoğu, psikiyatr, psikiyatrist, psikolog, psikoloğu, tavsiyeederim,tavsiyeediyorum, tavsiyem
Tavsiyeler, makaleler kategorisinde yayınlandı | Düzenle | Yorum Yok »
Makale ve Dökümanlar:
Temmuz 31, 2008 by pedegog
|
İletişim ve Randevu Telefonlarımız
Posted 15 Haz 2009
on:YEDİ-YİRMİDÖRT PSIKOLOJIK-PEDAGOJIK DANIŞMANLIK,KİŞİSEL GELİŞİM ve EĞİTİM HİZMETLERİ
Rıhtım cad. Tayyareci Sami sok. Çamkök İşhanı No:8 , Sahilde Kızılay ve Saray Muhallebicisinin arka paralel sokağı,en üst kat, KADIKÖY
Telefon:05057675885 – 05333738123 – 02163476003
Kendisi kurumumuzda çalışmamaktadır.
Sınav Kaygısı Ders Çalışmayı Engelliyor
Ders çalışamamak, sınavlara hazırlanan öğrencilerin en büyük sıkıntılarından. Anne-babalar ders çalışamayan çocuklarına, tembellikten dershane ücretinin pahalılığına uzanan bir dizi nutuk atabilir. Her ne kadar haklı olsalar da sorunu “söylenme ve azarla” çözmek mümkün değildir.
Çocuk sertçe kapadığı kapıya sırtını dayadı ve öylece biraz bekledi. Salondaki annesinin sesi, kapalı kapıya rağmen odaya en ince ayrıntısına kadar ulaşıyordu. Elleriyle kulağını kapattı ve başını birkaç kez kapıya vurdu. Ama nafile, onun sorumsuzluğundan, tembelliğinden başlayıp dershane ücretinin ne kadar pahalı olduğuyla devam eden ve asla sonu gelmeyecek olan bir nutuk yine başlamıştı işte!
ÖSS, ÖSS… Nereye baksa, ne yapsa bir türlü zihninden uzaklaştıramıyordu her yerde ve her an ÖSS karşısında idi. Allah’ım neydi bu sınavlardan çektiği, önce OKS şimdi ise sınavların en korkunç olanı ÖSS. Derin bir of çekti, içi öfke ve sıkıntı ile doluydu. Aslında öylesine huzursuz ve öylesine mutsuzdu ki. Kafasını kapıya bu kez biraz daha sertçe vurdu, öfkeliydi hem de herkese karşı öfkeliydi. Annesinin sonu gelmez nasihatlerine, babasının imalı bakışlarına, sesi tehdit kokan matematik öğretmenine, gireceği sınava, geçen sene girip çok da iyi bir puan almış olan teyzesinin kızına… Ama en çok kendine öfkeliydi, en çok kendine… O da biliyordu çalışması gerektiğini ama, ama olmuyordu işte.
Evet çalışmalıydı, hem de bir an önce ve var gücüyle çalışmalıydı. Son zamanlarda doğru dürüst çalışamıyordu ve derslerinde çok geri kalmıştı. Ah! Aslında annesi-babası söylenmekte, nasihat etmekte öylesine haklıydı ki. Ama işte sanki çok güçlü bir el onu masaya oturmaktan alıkoyuyordu. Ne zaman çalışmaya niyetlense o güçlü el buna izin vermiyordu.
Ama kararlı idi, sınav çok yaklaşmıştı ve bugün mutlaka çalışacaktı. Kendini zorlayarak masaya oturdu. Ders notları ve kitaplarından oluşan yığın masanın üzerinde irice bir tepeyi andırıyordu. Zorla da olsa işte masaya oturmayı başarmıştı. Fizik kitabını açtı ve sıkıntı ile çalışmaya başladı. 5-6 dakika sonra gözü saate ilişti. Eyvah, en çok keyif aldığı dizinin vakti gelmişti. Şöyle bir düşündü. Şayet o diziyi izlerse, içindeki sıkıntı geçecekti ve sonrasında çok daha iyi çalışabilecekti. Evet bu, mantıklı bir karardı. Diziyi keyifle izleyecek ve sonrasında hakkını vererek çalışacaktı.
Annesinin huzursuz bakışları altında televizyonun karşısına geçti. Ama aslında hiç de arzu ettiği gibi keyifli ve huzurlu bir şekilde seyredemedi diziyi. Sürekli bir tedirginlik hali vardı üzerinde. Diziden sonra annesine tekrarlatmadan odasına girdi, masaya oturdu. Biraz notları ve kitapları düzenledi, oyalandı. Saate gözü ilişti. Aslında saat biraz ilerlemişti ve kendisi yorgundu. Hani önce temiz bir uyku çekse iyice bir dinlense ve sonra sabah erkenden kalksa, çalışması şüphesiz daha verimli olurdu. Evet doğrusu bu da mantıklı bir karardı. Ve sabah erkenden kalkabilmek için yattı, ama tabii ki sabah da çalışamadı. Çünkü onu bekleyen ve çalışmasına engel olacak başka mantıklı kararlar vardı.
Sınav kaygısının en önemli davranışsal belirtilerinden birisi öğrencinin ders çalışmaktan, okuldan, sınavdan kaçması ve çalışmayı sürekli ertelemesidir. Öğrencilerimizin bir kısmı ders çalışma alışkanlığı ve sorumluluğu olmadığı için çalışmazken diğer bir kısmı ise sınav kaygısı nedeniyle istedikleri halde ders çalışamaz.
Ailelere öneriler
ÇOCUĞUN üzerindeki stres faktörlerini de hesaba katarak, psikolojisini yakın takibe alın. (Uykusunu alabiliyor mu, iştahında olağan dışı bir artma ya da azalma var mı vb.)
SINAV konusunda kendi tutum ve davranışlarınızı kontrol altına alın. Çoğu zaman evdeki kaygının kaynağının, sınav konusunu aşırı abartmış bir anne veya baba olduğunu unutmayın.
ÖĞRENCİLERİN ders aralarında sağlıklı dinlenmesini, molalarda gerçekten rahatlamasını sağlayın.
HER zaman yanında olduğunuzu ve ona olan sevginizin sınav sonucuyla ilişkili olmadığını hissettirin.
SINAV sürecini çocuğunuzla yakınlaşmak için bir fırsata çevirin. Hayatı ve zorlukları öğrenmesi açısından bu dönemin aslında onun için iyi bir tecrübe olduğunu bilin.
DERS çalışma zamanı dışında, bu yoğun tempoya rağmen kendisine vakit ayırmasını ve faydalı bir hobiyle uğraşmasını sağlayın.
DERSLERİNE engel olabilecek çocukça isteklerini onu incitmeden akıllıca sınırlayarak erteleyin.
BİR anne-baba olarak çocuğun sınav sonuçlarını değil, harcadığı emeği takdir edin.
ÖĞRENCİNİN başarı durumunu asla başkaları ile kıyaslamayın.
Öfke kontrolü ve Yönetimi
Posted 20 May 2009
on:Öfke aslında normal ve sağlıklı bir duygudur. Ama kontrolden çıkıp da yıkıcı hale dönüştüğünde, okul ya da iş hayatınızda, kişisel ilişkilerinizde sorunlara yol açar. Öfke çok çeşitli olaylar sonucu ortaya çıkabileceği gibi doğal afetler gibi hiç beklenmeyen bir anda gelip hayatı alt üst eden ve istenmeyen değişikliklere sürüklenme durumlarında da sıkça ortaya çıkar.
√ Öfkenin ifadesi : Öfke sadece insanlarda varolan bir duygu değil, her canlı organizmanın tehdit karşısında olaylara gösterdiği doğal bir tepkidir. Afetler de genellikle beklenmeyen olaylar oldukları için insanın varoluşunu tehdit eder. Sağduyumuz, öfke duygumuzu nereye kadar götüreceğimiz konusunda önümüze sınırlar koymaktadır.
Ancak afetler sırasında yaşanan panik ve şok karşısında herşey karmakarışık olabilir. En başta artık hayatımız karmakarışık olmuştur. Öfke duygularıyla başa çıkmak için bilinçli ya da bilinçsiz bazı yollar kullanırız. Bunlar kısaca; İfade etme, bastırma ve sakinleştirmedir
Öfkeyi saldırganlıkla değil de sözel olarak ifade etmek, bunlar içinde en sağlıklı yoldur. Bunu yapabilmek için, istediklerimizin ne olduğunun farkına varmalı, bunları açık ve karşımızdakini incitmeyecek bir şekilde aktarmalıyız.
İkinci yol, öfkeyi bastırmaktır. Kızgınlığınızı içinizde tutup, onu düşünmemeye çalışıyor ve dikkatinizi daha olumlu birşeylere yönlendiriyorsanız, bu yolu kullanıyorsunuz demektir. Bu bazan işe yarasa da sürekli olarak bu yolu kullanmak, çok sağlıklı olmayabilir.
Eğer kızgınlık doğru bir biçimde ifade edilemezse, bir süre sonra bu duygu kişinin kendisine döner ve yüksek tansiyon, psikosomatik rahatsızlıklar (ülserler, allerjiler vb.) ya da depresyon gibi sorunlara yol açabilir.
Öfke yaşadığınızda kendinizi sakinleştirmeye çalışmak, üçüncü seçeneğinizdir. Nefes alıp verişlerinizi, kalp atış hızınızı kontrol ederek, kendinizi fizyolojik olarak sakinleştirip, içinizdeki öfke duygusunu hafifletebilirsinz.
√ Öfkenin Yönetimi :Öfke yönetimi tekniklerinin amacı, kızgınlığın ve öfkenin yol açtığı duygusal ve bedensel tepkileri azaltabilmektir. Siz de kızgınlığa yol açan insanları, olayları yok edemezsiniz; onlardan kaçınamazsınız; onları değiştiremezsiniz.
Yapabileceğiniz tek şey bu insanlar ya da olaylar karşısında gösterdiğiniz içsel ve dışsal tepkilerinizi kontrol edebilmek, onları yapıcı bir şekilde yönetebilmektir. Eğer zaman zaman kontrolü kaybettiğiniz oluyorsa ya da kaybedeceğinizden korkuyorsanız, bir psikologtan yardım isteyebilirsiniz. √ Öfkemizi boşaltmak iyi midir?
Psikologlar artık bunun çok yanlış ve tehlikeli bir inanç olduğunu göstermişlerdir. Araştırmalar, kızgınlık duygusunun boşaltılması nın kızgınlık, öfke ve saldırganlığı daha çok arttırdığını ve sorunu çözmek için hiç bir yararı olmadığını göstermektedir.
Onun için en iyisi, öfkenizi neyin başlattığını bulmak ve kendinizi öfkeyle kaybetmeden, bu nedenlerle başa çıkabilme yollarını öğrenmektir. Örneğin, asıl kaygı duyduğunuz şey, kendinizi güvencede hissetmeme iken, bambaşka bir şeye bağırıp çağırabilirsiniz.
√ Hangi Yöntemler Öfkenizin Taşmasını Önler?
Gevşeme: Derin derin nefes alın, sakinleştirici durum ve manzaraları zihnimizde hayal ederek canlandırmaya çalışın .Bu sakinleşmemize yardımcı olur.
√ Deneyebileceğiniz bazı basit yöntemler şunlardır:
Karnınızı dolduracak şekilde derin nefesler alın; göğsünüzün üst kısmıyla nefes almanız sizi rahatlatmaz. Nefes alıp verdiğinizde göğsünüz değil, karnınız şişmelidir. Derin nefeslerinizi alırken, kendi kendinize tekrar tekrar Gevşe! ya da Sakin ol! diyerek telkinde bulunun.
Hayal ederek sizi gevşetecek bir yer ya da ortamı düşünün ve gözünüzün önüne getirmeye çalışın. Geçmişte çok sakin olduğunuz bir yeri hatırlayın.
Bu teknikleri hergün pratik yaparak ezberlerseniz, daha sonra karşılaşacağınız gergin ortamlarda otomatik olarak uygulayabilirsiniz.
√ Düşünceleri Değiştirme :Öfkeli insanlar düşüncelerini küfrederek, bağırıp çağırarak ifade etme eğilimindedirler. Kızgın olduğumuz zaman genellikle, olayları istemeden abartılı ve çarpıtılmış olarak algılarız. Bu tür düşünce biçimlerinizi farkedin ve yerine daha mantıklı olanları yerleştirin.
Örneğin kendi kendinize, Eyvah, herşey mahvoldu! gibi bir şeyler söylemek yerine, Dünyanın sonu değil ve buna şimdi öfkeleniyor olmam bu olayı olmamış hale getirmeyecek. diyebilirsiniz. Her iki düşünceyi de zihninizden geçirerek deneyin. Öfkenizin hangi düşünceyle arttığını ya da azaldığını görün.
Farkında olmadan çok sık kullandığımız ve bizi kızgınlık duygularına hazırlayan, asla ya da her zaman gibi sözcükleri zihninizde yakalamaya çalışın. Hiç bir şey asla düzelmeyecek ya da Her zaman haksızlığa uğrayan ben olurum. gibi cümleler oldukça hatalıdır. Öfke duygunuzda haklı olduğunuzu düşünmenize de yol açar. Durumla ilgili yargıyı koyduğunuz için problemin çözümüne de katkıda bulunmaz.
Mantık öfkeyi yener, çünkü öfke haklı bir nedene bağlı olsa da, çok çabuk mantık sınırlarını aşabilir. Bu yüzden öfkelendiğinizi hissettiğinizde mantığınıza sığının. Kendinize Tüm dünyanın size kazık atmaya çalışmadığını hatırlatın. Sadece, yaşamın iniş ve çıkışlarından bazılarını yaşadığınızı düşünün. Öfkenizin kontrolden çıkmaya başladığı her zaman, bu yönteme başvurun. Bu daha dengeli bir bakış açısını yakalamanıza yardımcı olacaktır.
Öfkeli insanlar her şeyi talepkar bir şekilde isterler, diğer deyişle kendilerine hak görürler. Bu durum, adalet için de böyledir, takdir, kabul, onay, vb. için de böyle. Herkesin bu değerlere ihtiyacı vardır. Elde edemeyince hepimiz üzülür, incinir, hayal kırıklığına uğrarız. Ama kızgın ve öfkeli insanlar, bunları talep ederler.
Talepleri karşılanmayınca, hayal kırıklıkları engellenme duygusuna, o da öfkeye döner.. Bu insanlar, düşünceleri üzerinde çalışıp onları yeniden yapılandırırken, bu talepkàr özelliklerinin farkına varmalı ve beklentileri ni, arzular a dönüştürmelidirler. Diğer deyişle, istediği herhangi bir şey için, Bana verilmeli ya da Benim olmalı demek yerine, Bana verilmesini isterdim. diye düşünmenin daha sağlıklı olduğunu görmelidirler.
√ Problemi çözme :Bazen öfke duygularımız yaşamımızdaki gerçek ve kaçınılmaz sorunlardan kaynaklanıyor olabilir. Kızgınlık duyguları böyle zamanlarda bu zorluklar karşısında yaşanan doğal ve sağlıklı duygulardır. Böyle durumlardaki en yararlı tutum; önce durumu değiştirip değiştiremeyeceğimizi araştırmaktır. Değiştirebileceğimiz bir şeyse çözüm yolları araştırılabilir.
Değiştirilemeyecek bir durumsa, çözüm için uğraşmak yerine, yapılacak en iyi şey sorunla yüzleşmektir. Elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın ama, yanıtları hemen bulamıyor, sonuca hemen ulaşamıyorsanız, kendinizi cezalandırmayın.
√ Daha iyi iletişim :Öfkeli insanlar genellikle düşünmeden yargılama ve bu yargıları yönünde davranma eğilimindedirler. Bu yargılar da bazen çok gerçek dışı olabilmektedir. Eğer çok elektrikli bir tartışma içine girdiyseniz, ilk yapacağınız şey ;
Yavaşlayıp gösterdiğiniz tepkileri gözlemek olmalıdır. Aklınıza gelen ilk şeyi söylemeyin, yavaşlayın ve asıl söylemek istediğinizi düşünün. Aynı anda karşınızdakinin de söylediklerini duymaya ve anlamaya çalışın. Hemen cevap vermeyin.
Öfkenizin altında ne yattığını da anlamaya çalışın. İnsanın eleştirildiği zaman savunmaya geçmesi doğaldır, ama siz de saldırıya geçip savaşmayın. Onun yerine söylenenlerin altında yatanı bulmaya, asıl söylenmek isteneni dinlemeye çalışın.
Ya da belki o ortamdan biraz uzaklaşıp rahatlamak isteyebilirsiniz. Ama kendinizin ya da karşınızdakinin öfkesinin kontrolden çıkmasına izin vermeyin. Sükúnetinizi korumanız, durumun raydan çıkıp bir felakete dönüşmesini engelleyecektir.
√ Mizah kullanın :Mizah, çeşitli yollarla öfkenizin yoğunluğunun azalmasına yardımcı olabilir. Herşeyden önce daha dengeli bir bakış açısı sağlar. Birine öfkelenip de belli sıfatlarla etiketler takmaya başladığınızda, bir an durun ve o insanın gerçekten o şey ya da öyle olduğunu düşünün. Bu sahneyi gözünüzün önüne getirin.
Örneğin birine, muşmula ya da odun kafalı gibi sıfatlarla saldırdığınızda, o kişiyi gerçekten bir muşmulaymış ya da odundan bir kafası varmış gibi hayal edin ve gündelik işlerini o şekilde yaptığını gözünüzün önüne getirin.
Eğer karşınızdaki insanı benzettiğiniz şeyin ne olduğunu düşünerek kafanızda gerçekten öyleymiş gibi bir resim çizebilirseniz, öfkenizin azalmaya başladığını göreceksiniz. Çünkü mizah sırasında yaşanılan duygularla, öfkenin birarada bulunması mümkün değildir.
Öfkesi çok yoğun olan kişinin davranışlarının altındaki temel mesaj, Her şey benim istediğim gibi olmalı! dır. Öfkeli insanlar kendilerinin ahlaken haklı ve doğru olduklarına inanırlar. Planlarını değiştirmelerine ya da engellenmelerine yol açan her türlü olay/durum, onlar için dayanılmaz bir aşağılanma gibi algılanır. Kendilerinin bu şekilde sıkıntı yaşamamaları gerektiğini düşünürler. Belki başka insanlar sıkıntı çekebilirler ama onlar değil!
Kendinizde de buna benzer bir duyguyu yakalarsanız, kendinizi tüm caddelerin, dükkanların, resmi dairelerin sahibi olan bir tanrı ya da tanrıça gibi hayal edin. Tüm insanların sizin önünüzde eğildiğini, eteğinizi öptüğünü düşünün. Bu hayali görüntülere ne kadar ayrıntı koyarsanız, ne kadar talepkàr olduğunuzu ve ne kadar mantık dışı davrandığınızı o kadar iyi anlayacaksınız. Ayrıca durum ve olayların gerçekte ne kadar önemsiz olduğunu da farkedeceksiniz.
Mizah kullanırken iki noktada çok dikkatli olmak gerekir.
√ Öncelikle mizah kullanmanın, sorunlarınızı gülerek geçiştirmek demek olmadığını, tersine onlarla yapıcı bir şekilde yüzleşebilmeniz demek olduğunu bilmelisiniz.
√ İkincisi de mizah kullanayım derken, alaycı ve aşağılayıcı mizaha başvurmaktan kaçınmalısınız. Çünkü bu da sağlıksız öfke ifadesinin bir başka yoludur.
√ Çevrenizi değiştirmek: Bazen, sinirlenip öfkelenmemize yol açan şeylerin yakın çevremizde olduğunu farkederiz. Sorunlar ve sorumluluklar üzerinize öylesine yıkılır ki düştüğünüz tuzağa ve o tuzağı temsil eden insanlara karşı öfke ile kavrulursunuz.
Biraz ara verin. Gün içinde özellikle stresli olacağını bildiğiniz saatlerde, sadece kendiniz için kullanacağınız bir zaman ayırın. Örneğin çalışan bir anne, eve geldiğinde kendisine ayıracağı bir 15 dakikalık süre olursa, çocuklarının isteklerine, parlamadan daha iyi yanıt verebilir.
♥ Kendinizi rahatlatabilmek için birkaç ipucu daha
√ Zamanlama: Eğer sevdiğiniz kişiyle belli konuları belli saatlerde konuşuyorsanız ve bu konuşmalar da hep tartışma ile sonuçlanıyorsa, bu tür konuları konuşma saatinizi değiştirin. Belki yorgun, dikkatsiz oluyorsunuzdur ya da bu sadece bir alışkanlık haline gelmiştir.
√ Kaçınma: Eğer çocuğunuzun odasındaki dağınıklık odanın önünden her geçişte kafanızın tasını attırıyorsa , kapıyı kapatın. Sizi öfkelendiren şeylere bakmaktan kendinizi alıkoyun. Ama, öfkelenmemem için çocuğumun odasını temiz tutması gerekir. demeyin. Konu şu anda bu değil. Konu kendinizi olabildiğince sakin tutabilmektir.
√ Alternatifler bulun: Bazı olaylar sizi öfke duyguları içinde bırakıyorsa, bunu çözmeyi bir iş edinin ve uygun yollar araştırın.
√ Danışmanlığa ihtiyaç duyuyor musunuz?
• Eğer öfkenizin, kontrolünüz dışına çıktığını düşünüyorsanız, ev ve iş hayatınızın önemli boyutları bu duygudan etkileniyorsa, bir psikoloğun danışmanlığına başvurabilirsiniz.
• Unutmayın, öfkeyi yok edemezsiniz, tüm çabalarınıza rağmen sizi öfkelendirecek olaylar olacaktır.
• Yaşam her zaman için engellerle, acılarla, kayıplarla ve diğer insanların onlardan beklemediğiniz davranışlarıyla dolu olacaktır.
• Bunu değiştiremezsiniz. Ama bu olayların sizi etkileme biçimini değiştirebilirsiniz. Kızgınlık ve öfke tepkilerinizi kontrol ederek, uzun vadede onların sizi daha mutsuz kılmasını önleyebilirsiniz.
Özel Çocuklar için İbretli bir Öykü
Posted 18 May 2009
on:Aynı kararı siz verir miydiniz? Okuma ve öğrenme zorluğu çeken çocuklara özel eğitim veren bir okul icin bağıs toplama yemeğinde, çocuklardan birisinin babası katılımcılar tarafından asla unutulmayacak bir konuşma yaptı. Okula kendini adamış öğretmenleri kutladıktan sonra şöyle bir soru sordu: ‘Dışardaki etkenler tarafından etkilenmedikçe doğa herşeyi mükemmel bir şekil ve sırada yapıyor. Ama yine de oğlum Shay, diğer çocukların öğrendikleri gibi öğrenemiyor. Diğer çocukların anlayabildikleri gibi anlayamıyor. Oğlumda doğal olması gereken şeyler nerede?’ Bu soru karşısında dinleyiciler sessiz kaldılar. Baba devam etti. ‘Ben inanıyorum ki, dünyaya fiziksel ve zeka engelli Shay gibi bir çocuk geldiğinde, gerçek insan doğası kendini gösterme fırsatını buluyor ve bu da insanların o çocuğa davranış şekillerinde kendini gösteriyor.’ Ve sonra aşağıdaki hikayeyi anlatmaya başladı: Shay ve babası bir gün parkta Shayin tanıdığı birkaç çocuğun baseball oynadıklarını gördüler. Shay sordu, ‘Acaba oynamama izin verirler mi?’ Shay’in babası çoğu çocuğun Shay gibi bir çocuğun takımlarında oynamasını istemeyeceklerini ama aynı zamanda eğer oğluna izin verirlerse oğlunun o çok ihtiyacını duyduğu, engellerine rağmen başkaları tarafından kabul edilmenin özgüveni ve sahiplenme duygusunu vereceğini de biliyordu. Shay’in babası çocuklardan birinin yanına yaklaştı ve (fazla birşey beklemeyerek) Shay in oynayıp oynayamayacağını sordu. Çocuk şöyle danışabileceği birilerine baktı ve sonra ‘Şu anda 6 sayı gerideyiz ve oyun sekizinci turunda. Herhalde takıma girebilir ben de onu dokuzuncu turda vurucu olarak sokmaya çalışırım’ dedi. Shay büyük bir gayretle takımın yanına gitti ve yüzünde kocaman bir gülümseme ile takım t-shirtini giydi. Babası gözünde yaş, kalbi sıcak duygularla dolu onu izledi. Çocuklar oğlunun kabul edilmesinden dolayı babanın mutluluğunu gördüler. Sekizinci turun sonunda Shay’in takımı birkaç puan kazandı ama hala 3 sayı gerideydi. Dokuzuncu turun başında Shay eldiveni eline geçirdi ve sağ açık sahaya çıktı. Ona doğru hiç top isabet etmemesine rağmen oyunda olmaktan son derece mutluydu ve babasının ona tribünlerden el salladığını gördüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Dokuzuncu turun sonunda Shay’in takımı yine puan kazandı. Şimdi bütün kaleler doluydu, oyunu kazanma şansı ortaya çıkmıştı ve topa vurma sırası Shay’e gelmişti. Bu noktada Shay’in vurucu olmasına izin vererek oyunu kaybetme riskini mi almalıydılar? Şaşırtıcı bir hamleyle Shay’e sopayı verdiler. Herkes topa isabet ettirme şansının sıfır olduğunu biliyorlardı çünkü bırakın topa vurmayı Shay sopayı bile elinde tutmasını bilmiyordu. Ama Shay sahaya çıktığında top atıcı, diğer takımın kazanma şanslarını bir kenara bırakarak Shay’e bu fırsatı tanıdıklarını görünce birkaç adım öne giderek yumuşak bir şekilde topu Shay’e doğru fırlattı. İlk topa Shay zorlukla sopayı savurdu ama ıskaladı. Atıcı tekrar birkaç adım öne doğru geldi ve topu yine yumuşak bir şekilde Shay’e doğru attı. Shay sopayı savurdu ve hafifçe topa dokunarak yere atıcıya doğru vurdu. Oyun şimdi bitecekti. Atıcı topu yerden aldı ve ilk kaledeki adamına kolaylıkla atabilecek ve Shay’i sobeleyerek oyunu bitirebilecekti. Ama atıcı topu aldı ve ilk kaledeki adamının başının üzerinden diğer takım arkadaşlarının erişemeyeceği yere fırlattı. Tribünlerdeki herkes ve iki takımda bağırmaya başladılar, ‘Shay, ilk kaleye koş, ilk kaleye koş!’ Shay hayatında hiç bu kadar uzağa koşmamıştı ama ilk kaleye gidebildi. Şaskınlıktan büyümüş gözleriyle yere çöktü. Herkes bağırmaya devam etti, ‘İkinci kaleye koş, ikinci kaleye koş’ Nefes nefese Shay zorlukla ikinci kaleye koşabildi. Shay ikinci kaleye geldiği sırada açık sahada diğer takımdan biri topu almıştı … takımın en küçüğü olan bu çocuk kahraman olma şansını elinde tutuyordu. Topu ikinci kaledeki adamına atabilirdi ama top atıcısının niyetini anladığından o da kasıtlı olarak topu üçüncü kaledeki arkadaşının başının üzerinden attı. Herkes bağırıyordu, ‘Shay, Shay, Shay, bütün yolu koş Shay’ Karşı takımdan birinin yardım ederek onu üçüncü kaleye doğru döndürmesiyle Shay üçüncü kaleye koşabildi, ‘Üçüncüye koş! Shay, üçüncüye koş!’ Shay üçüncüye gelirken diğer takımdakı çocuklar ve seyirciler ayağa kalkmışlardı ve bağırıyorlardı, ‘Shay, hepsini koş! Hepsini koş!’ Shay hepsini koştu ve oyunu takımı için kazanan bir kahraman olarak herkes tarafından alkışlandı. ‘O gün’, dedi babası, gözlerinden yaşlar aşağıya doğru süzülerek, ‘iki takımdaki çocuklar da dünyaya bir parça sevgi ve insanlık getirmeyi başardılar’. Shay bir sonraki yaza yetişemedi. O kış öldü. Bir kahraman olduğunu ve babasını mutlu ettiğini ve eve geldiğinde annesinin de gözyaşları içinde onu kucakladığını asla unutmadı.
İletişim ve Randevu
Posted 13 May 2009
on:YEDİ-YİRMİDÖRT PSIKOLOJIK-PEDAGOJIK DANIŞMANLIK, KİŞİSEL GELİŞİM ve EĞİTİM HİZMETLERİ
Rıhtım cad. KADIKÖY -Assoc. Prof. Dr. Ekrem Çulfa
Telefonlarımız: 05057675885 – 05333738123 – 02163476003
http://www.ekremculfa.com MSN: ekremculfa@hotmail.com
Korkularla Başetme Yolları
Posted 13 May 2009
on:
|
|||
Siz de korktuğunuz şeyle karşılaşmaktan ısrarla kaçınan, karşılaşınca da sıcak basması, şiddetli çarpıntı, el ayak titremesi, mide bulantısı, hatta bayılmaya varıncaya kadar aşırı tepkiler gösteren bir kişi misiniz? Korkularınız hayatınızı kâbusa mı çeviriyor? Panik yapmayın; aşırı korkularla başa çıkmak mümkün. Bunun için korkunun bir problem olduğunu kabul etmeniz ve çözüm bulmayı gerçekten istemeniz gerekiyor. Korkular fobi haline dönünce kişinin hayatını kısıtlamaya başlar. Hatta aşırı durumlarda kişi sokağa çıkamayacak, tek başına bir yerde kalamayacak, bazı yerlerden geçemeyecek hale gelir. Bu da yakın çevresindekileri sıkıntıya sokar, sosyal ya da mesleki açıdan problemlere yol açar. Hatta fobiler kimi insanların rüyalarına bile yansıyabilir. Korkularin KAYNAĞI NEDİR? Fobilerin çeşitli sebepleri bulunuyor. Çocuklukta güven duygusunun yeteri kadar gelişmemiş olması (aşırı ilgi veya sevgi eksikliği) ve strese karşı dayanıksızlık başta gelen sebep. Bazen korkular günlük hayattaki stresin yansıtılma biçimidir. Yine aşırı stres, depresyon, kaygı bozukluğu veya şiddetli korku bir şeyden sürekli korkmaya yol açabilir. Fobi haline gelecek korkular ilk zamanlarda üzerine gidilirse büyümemiş olur. Fobİler tedavİ edİlmelİ mİdİr? Başa çıkılamayacak kadar şiddetli olan fobiler hastalıktır ve tedavi edilmelidir. Şiddetli fobilerin temelindeki nedenler kişinin bilmediği veya şuur altına atılmış şeyler olduğu için profesyonel destek olmadan başa çıkılamayabilir. Uzun süre devam eden fobiler kişinin rahatlamak için uygun olmayan çözümlere başvurmasına, alkol, uyuşturucu gibi bağımlılıklara da yol açabilir. Fobiler sorunun çeşidine göre ilaç, psikoterapiler ve gerekirse hipnoz vb. ile tedavi edilmektedir. SIK RASTLANAN Fobı ÇEŞİTLERİ Hayvan korkusu (böcek, kedi köpek, kuş, yılan vb.). Doğal felaketlerden, afet durumlarından korkma (deprem, karanlık, şimşek, gök gürültüsü). Klostrofobi (kapalı yer korkusu). Agorafobi (açık alan korkusu). Acı ve ağrı verecek durumlardan, kandan vs. korkma. Tehlike verici olduğu düşünülen durumlardan kaçınma; uçağa binme korkusu, asansör korkusu vb. Korkularla başa çıkmanın yolları Üzerine gitmeye karar verdiğinde kişinin, korkusunun şiddetini şu açılardan incelemesi yararlıdır: DÜŞÜNÜRKEN rahatsız olunuyor mu, iğrenme duygusu ortaya çıkıyor mu? KORKULAN şey sık sık aklına geliyor veya rüyasına giriyor mu? KORKTUĞU şeyi düşündüğünde onunla ilgili bir olay veya olaylar aklına geliyor mu? KORKTUĞU şey hakkında düşünmek veya konuşmaktan kaçıyor mu? KORKTUĞU şeyi düşündüğünde kan çekilmesi, kalbin hızlı çarpması, soğuk sıcak basması gibi fizyolojik belirtiler ortaya çıkıyor mu? KORKUYA eşlik eden duyguları ve bedendeki yansımaları tanımak, korkunun şiddetini belirlemek yanında kontrol altına da alınmasını kolaylaştırır. KİŞİ stresle başa çıkarken doğal ihtiyaçlar karşılanmalıdır: (Yeterli uyku, dengeli beslenme, doğru nefes alma, bol su içme, yürüyüş, spor), birikimlerin boşalmasını, toksinlerin atılmasını sağlar. Bu da fobilerde etkili olan biyokimyasal bozukluğun düzelmesine yardımcı olur. KORKUYA yol açan bir olay varsa bunun bilinmesi çözümü kolaylaştırır. Bir daha aynı olayın yaşanmayacağını düşünmek, mesela köpek tarafından ısırıldıktan sonra köpek korkusu olan kişinin her köpeğin kendisini ısıran köpek gibi olmayacağını düşünmesi yararlıdır. HASTALANMA sakat kalma, ölüm gibi temeldeki korkular çözümlenmeden asıl korkudan kurtulmak mümkün değildir. Hastalık ve ölüm korkusu bazen çocukluktaki yanlış dini eğitime bağlı olarak günahlardan dolayı ağır şekilde cezalandırılma korkusundan da kaynaklanır. KORKULAN şeyin üzerine kademeli olarak gidilmelidir. Mesela asansöre binme korkusu olan kişinin ilk seferde 11. kata kadar çıkmak yerine önce birinci kata sonra ikinci kata çıkarak ayrı zamanlarda artırarak, devam etmesi yararlı olur. |
|||
Kaynak: http://www.ekremculfa.com http://www.zaman.com.tr |
0-3 Yaş Bebeklerin Zeka Gelişimi
Posted 13 May 2009
on:Değerli Anne ve Babalar,
Bebekleriniz milyarlarca beyin hücresi ile doğar. Doğumdan üç yaşına kadar bu hücreler arasında trilyonlarca bağlantı oluşur.
3 yaşına kadar kullanılmayan beyin hücreleri ölür.
Çocuklarımızın iyi bir geleceğe sahip olması için; anne babalar olarak elimizden geleni yaparız. 3 yaşından sonra yuvaya ve anaokuluna göndermeyi planlar, her türlü maddi desteği sağlamak için gece gündüz çalışırız. Aslında yaptığımız sadece 3 yaşından sonra elimizde kalanlar için çaba sarfetmektir.
Bebeklerimizin kaderini değiştirmek bizim elimizde ve aslında çok kolay !
Yarınlarımızı bıraktığımız çocuklarımızın gelişimi için 0-3 yaş arasında onları destekleyin. !
Mümkün olduğunca çok sayıda beyin hücresi kurtarın ! !